en
Kamusal AlanKarma SergilerOrganik Patern Aksinin İddiasıBrokenFormun GücüArt Meets Turkish LeatherWeltschmerzSeyyar RüyalarFikir DökümüTemmuz SergisiHayatta mısın?Tekinsiz OyunlarPoint Hotel ve Çağdaş Sanat - Şifre: İstanbulBuradan Çok UzaktaSıkıntı ve GökkuşağıExposition, CenevreÇini için Bir Yüzey Problemi Olarak Sonsuz TekrarSudaki SuretBütün Gün / Her Gün 260 Yıl 60 SanatçıÖzel Koleksiyonlar
Tekinsiz Oyunlar, 13.09 - 28.10.2011
Mekan: Tahtakale Hamamı
Küratör: Öznur Güzel Karasu

Sanatçılar: Özgül Arslan, Burak Bedenlier, Sena Başöz, Itır Demir, Eda Gecikmez, Nurcan Gündoğan, Reysi Kamhi, Devabil Kara, Hacer Kıroğlu, Komet, Devran Mursaloğlu, Günnur Özsoy, anti-pop, Neriman Polat, Gonca Sezer, Ayşegül Süter, Jerome Symons, Candaş Şişman, Kemal Tufan, Sevil Tunaboylu, Ayla Turan, İlke Yılmaz

Oyun dendiğinde akla ilk gelen "çocuk oyunları" olur hep. Oysa ki oyun, çok daha derinlikli bir etimolojik anlama sahiptir. İçsel güdülerin işin içine girdiği bir noktada durur. Arzu edilene yönelik sağaltıcı bir işlev görür; "katharsis"tir bir bakıma. Oyun oynayan, henüz deneyimlemediği şeylere yönelik bir tür hazırlık aşamasından geçer.

Oyun, sanatın ilksel insanın büyü yaparak doğaya hakim olma çabasıyla ortaya çıkışına yardım etmiştir; ritüellerdeki esrik ruh haline geçişin bir aracı olmuştur. Onun sayesinde kültürü oluşturmuştur insanoğlu.

Tekinsiz: tehlikeli, tabu sayılan, belirli toplumsal gruplarca yasaklanmış olan, tedirgin edici.

Bu sergide yer alan sanatçılar sadece bir ip ucu ile yola çıktılar. Sayfalarca yazılmış bir metin, derinlemesine tariflenmiş bir kavramsal çerçeveden ziyade sadece birkaç ipucu vardı en başta. Oyun oynayacaktık hep beraber. Ve tekinsiz olacaktı bu oyun.

Sanatçılar "oyun"u hangi anlamıyla ele alırlarsa alsınlar, "tekinsiz"lik aracılığıyla, "sanılanın aksine" bir bakışın gerekliliği vurgusunu eklemlemiş oluyorlar. İzleyiciden, gördüğünün ötesini düşünmesini istiyorlar aslında.

Eminönü, şehrin her kesiminden insan için bir kesişme noktası. Tahtakale Hamamı İstanbul'un tarihi ve güncel dokusuyla, kültürel yapısıyla, günlük yaşantısıyla iç içe geçmiş bir yer olması açısından serginin anlamsal boyutuna müdahale ediyor. Tabii sergi de mekana müdahalelerde bulunuyor kaçınılmaz olarak.

Bu sergide algılarımızla oyun oynanıyor; mekanla, tarihle oyun oynanıyor; yaşamımız üzerine oynanan oyunlarla oyun oynanıyor; korkularımızla, sevinçlerimizle oyun oynanıyor ve en önemlisi de düşlerimizle oyun oynanıyor.

Sanat nedir? Hiçbir şey midir? Düşündürmeli midir, sağaltmalı mıdır? Doğal dürtülerin sonucu mudur, hesaplı hilelerin ürünü müdür yoksa? Sanata dair bütün soru ve cevaplarla da oyun oynanıyor bu sergide. Kimi zaman bir kabusa dönüşüyor sanat, kimi zaman da bir masala...

- Öznur Güzel Karasu